Cuma, Ocak 11, 2008

TADINI ALMAMAK
Hep beslenmenin önemi ve doğru beslenme ile ilgili yazıyoruz, peki hiç tadı alamama ya da ağız tadının eksilmesi nasıl birşey hiç düşündünüz mü? Çok basit bir soğuk algınlığında ağzımızın tadı kaçar, yediklerimizi hiç anlamayız. Suyun bile tadı kötü gelir. Sonra biraz iyileşmeye başlayınca yavaş yavaş tatları hissetmeye başlarız. Sonra bütün bunları unutup hayatımıza devam ederiz. Tatları hissetmek, yediklerimizden zevk almak acaba ömür boyu sürer mi? Cafe günlerinde sevgili Hikmet Teyze'nin inanılmaz bir damak tadı vardı. Ben ona yemek tattırmaya bayılırdım. Çünkü yemeğin içindeki her tadı inanılmaz hisseder ve çok güzel yorumlar yapardı.Hala görüşüyoruz, hep bana yaptığım zeytinyağlı lahana dolmasını çok beğendiğini, ne zaman yeni bir yer açacağımı söyler. Bunları yazma nedenim annem bizde, elinde sinir şıkışması vardı. Ameliyat oldu, sağ elini kullanamıyordu. Şimdi daha iyi, bu sene anneme biz hiç bir şey beğendiremedik. Her yediği yemeğin,çorbanın, tatlının, tuzlunun,salatanın, peynirin, zeytinin,makarnanın, yani aklınıza gelebilecek bir evde yenebilecek her şeye olumsuz bir neden bulundu. Hatta ıhlamura bile, akşam ağabeyim için ıhlamur demledik, yok dedi İstanbul'un ıhlamuru bile tatsız. Şimdi düşünüyorum, acaba İstanbul'da yaşayan bizlerin mi ağzının tadı kalmadı, yoksa annem evini özledi, bu nedenle hiçbir şey beğenmiyor, yoksa insanın bir tat alma ve kaybetme yaşı mı var? Evet İstanbul'da yediğimiz herşey çok lezzetli değil, ben bu yüzden mutlaka mevsimde yetişen sebzeleri pazardan almaya, iyi ve senenin mahsülü bakliyatı, mevsimlik mevyeler tüketmeye dikkat ederken bile, düşünüyorum da gerçekten ağzımızın tadı bozuldu mu? Herşeyin tadı kaçtı mı? Ben Arapgir'e gittiğimde orada yediğim herşeyden çok zevk alırım, su bile, çünkü orada çeşmeden akan su herzaman buz gibidir. Ağız tadının insanın duyguları ve paylaştıkları ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden annemin bu ağız tadı eksikliğini evini özlemeye bağlamak istiyorum. İnşallah ömür boyu ağız tadımız yerinde olur. Ağız tadınız hiç eksik olmasın.

Hikmet Teyzeyi yazmışken onun çok sevdiği sanıyorum pırasalı bir sebze köftemiz vardı. Yazmak istiyorum, bakalım nasıl bir şey çıkacak.

Pırasalı Sebze Köftesi
Yarım kilo pırasa
Yarım paket brokoli
3 adet patates
2 adet havuç
yeşil soğan
sarmısak
karabiber,kırmızıbiber,
1 adet yumurta
1 avuç kaşar peyniri
dereotu, maydanoz, kekik
galeta unu veya bayat ekmek içi

Pırasaları ayrı bir kapta haşlayın,başka bir kapta patates,havuç ve brokoliyi haşlayın. Pırasaları süzdükten sonra robottan geçirin. Büyükçe bir kaba haşlanmış pırasaları koyun, rendelenmiş havuç ve patatesleri ekleyin, haşlanmış brokoliyi,baharatları, yumurtayı,yarım kase kadar galeta unu ve kepekli un,maydanoz,dereotu,2 yemek kaşığı zeytinyağı,kaşar peynirini koyup güzelce karıştırın.

Büyükçe köfteler hazırlayın, evdeki bayat ekmekleriniz robottan geçirin, köfteleri ekmek kırıntıları bulayıp, yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin. 180 derece ısıtılmış fırında üstleri kızarana kadar pişirin. Böyle ağızda dağılan, çok lezzetli köfteler oluyor, deneyin beğeneceksiniz.
Bu yazı ile beraber bayram yaptığım cevizli börek resimler olacak. Özellikle o zaman yazmak iştemiştim ama olmadı. Özel günlerde mutlaka ailelerimizde gördüğümüz adetleri yapmalıyız. Hamurunu hazırlayıp yapacağınız bir börek, bir kabak tatlısı, belki annenizde öğrendiğiniz kek,kurabiye,pilav,çorba, ilerde çocuklarımızın bunları görüp öğrenmesi ve devam ettirmesi için. Bu yüzden bayramlarda annem bize kendi açıp börek yapardı. Bizim kızlar da buna bayılırdılar. Geçen bayram annem bizde olduğu için börekleri ben yaptım. Büyük yer soframız vardı ama artık yerde bir şey yapamadığım için masa üstüne konulan minik bir sofra aldım.


Bolca kepek unu çok az beyaz un ile sadece su ve tuz koyarak hamur yaptım. Yufkaların arasına fırça ile zeytinyağı sürdüm,3 yufkadan sonra bolca ceviz içi döktüm. Çok sade ve çok lezzetli börekler oldu. İçine tabii ki ne istiyorsanız koyabilirsiniz. Hatta bayram böreğinin içini farklı bir tat deneyip kendi böreğinizi yaratabilirsiniz. Torunlarınız için, çocuklarınız için !