Çarşamba, Haziran 13, 2007

ÖNCELİKLER

Aslında ben hayatımdaki önceliğin tamamen değiştiğini 1978 temmuz 28’in de anlamıştım. Artık ben veya aile içindeki diğer kişiler değil, yemek değil, içmek değil, gezmek değil, giymek değil, alışveriş etmek değil, hayatın herhangi birşeyinden zevk almak değildi. Tek öncelik anne olmuştum ve artık benim bir kızım vardı. Bana göre onun yaşaması, nefes alması, yemesi, içmesi , sanki ömür boyu bana bağlı olacak.
Bu yazdıklarım çok kısa bir dönemde değişmeye başlıyor, bana göre kırkı çıkmadan ortaya çıkıyor, onun istediği gibi davranmaya başlıyorsunuz. Ağladığında emzirmek, altını değiştirmek, gazını çıkarmak gibi...
Çetin Altan’nın bir yazısında yeni doğmuş bir bebekle ilgili insanların yaşadıkları panik heyecan ve de ilk defa oluyormuş gibi davranmaları ile ilgiliydi. Yazıda Çetin Altan diyordu ki insanlar her yeni bebekte duydukları panik ve heyecanı hayata yeniden başlamak, yeni bebeğin insanlara umut vermesi olarak açıklıyordu. Ben bu yazıya bayılmıştım. Her bebek, nerede doğarsa doğsun yeni bir heyecan ve yeni bir umuttu.
Hatta bu bakma ve öncelik işine öyle bağlanmıştım ki, kızım nefes aldığı sürece ben de nefes alabiliyordum. Bu konuyla ilgili o kadar çok şey yazabilirim ama burada anlatmak istediğim, benim bütün hayatımı öncelliklerimi hatta bu son yıllarda insanlara karşı daha temkinli olmayı öğreten değiştiren kızım evleniyor.
Bu yüzden önceliklerim yeni doğmuş bir bebek gibi değişip onun düğün hazırlıklarına yöneldi. Bu yüzden bloğa yazamıyorum. Kaç günden beri bunun bir açıklaması olmalı diye düşündüm. Sizlere yazmalıydım. Ama başlangıç ne olmalı? Nihayet bugün buldum. Öncelikti. Tabii ki yemek yapıyorum, alışverişe gidiyorum. Yani hayatım devam ediyor. Ama aklımın tamama yakın kızımın düğün hazırlıklarında, böyle olunca yazı yazmak sanki daha sonraki konu yani benim önceliğim değil!
Sonra düşündüm insanın çocuğunun olması demek ; onu büyütmek, bildiklerini ona öğretmek, bütün hayatında rahat ve mutlu yaşaması için elinden geleni yapmak, bizden sonraki yaşamında daha huzurlu ve rahat olması için ona yardımcı olmak, en önemlisi doğru kararlar vermesini sağlamak valla hepsi çok zordu. Ama çok heyecanlı ve yorucuydu.
Hergün öğrendikleri ile size dönüp sen bu konuda yanlış düşünüyorsun cümlesini duyana kadar büyümüş olmalarını kabul etmek çok zor oluyor. Çocuk büyütmenin en güzel yanı da sürekli uyanık ve sakin olmalısınız. Hangi anda sizi şok edecek sözler söyleyecek bilmiyorsunuz.
Sizin anlayacağınız biz 1,5 aydır düğün hazırlığındayız. Üstelik bizim düğün en sade, en şatafatsız olanından, çünkü benim kızım böyle istiyor. Buna rağmen herşey detay, gelinlik, davetiye , damatlık, bizim kıyafetlerimiz, salon süslemesi, menü,
Aslında bizi rahatlatan evleri hazırlanmıştı. Sadece geriye düğün yeri, düğün günü, davet edilecek insanlar, davetiye, ....Buna rağmen benim yüreğim ağzımda, sakinleşeceğim, ne zaman düşündüm, ilk konuklar kapıdan girdiği zaman.

Bu arada pazarları kaçırmamaya çalışıyorum. Bolca enginar pişirdik. Hatta bazı günler sadece enginar yedik. Koşuşturmadan yemek yapamadığımız günlerde enginarlar limon, bir tatlı kaşığı un ve bir tatlı kaşığı zeytinyağı ile haşlayıp yanına da bir salata çok sağlıklı bir akşam yemeği haline dönüşebiliyordu. Bezelyeler çok güzeldi, Dolma biberler daha lezzetli olmaya başlıyor. Biber dolması yaparken pirince biraz bulgur ekleyin çok daha lezzetli oluyor. Benim kızım mantarcılık okuyor, geçen hafta istirdye şeklinde kendi yetiştirdikleri mantarlardan getirdi.

Pilav gibi bir şey olsun dedim. Arpa şehriye pilavı yaptım. Mantarlı,kabaklı,soğanlı ve kırmızı biberli çok lezzetli ve şık bir pilav oldu.
Soğanları küp doğradım, bir diş sarmısak, mantar,kırmızı biber,kabakları soteledim. Şehriye miktarına göre suyu ekledim.( bir bardak şehriye,2 bardak su gibi) Sebzeler biraz pişince şehriyeleri ekledim. Üstüne bir domates doğradım. Tuz karabiber , altını kısıp suyunu çekene kadar pişirdim. Servis sırasında derotu koyun çok lezzetli oluyor.